SporKral.st | Sporun Forumu | Basketbol , Futbol , Tenis ve Daha Fazlası |
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Mafia II

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
D.Howard_12
Yeni Üye
Yeni Üye
avatar


Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 7
Reputation : 1
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 21/08/10

Mafia II Empty
MesajKonu: Mafia II   Mafia II EmptyPerş. Ağus. 26, 2010 9:51 am

Yaklaşık sekiz yıldır Mafia
II’nin yayınlanmasını bekliyorum. Doğrusu başarılı bir oyunun devamını
hazırlamakta neden bu kadar gecikildiğini anlamak güç. Her neyse,
nihayet uzun bekleyişimiz sona erdi. İlk Mafia oyununu oynayanlar Mafia
II’yi de bekledikleri gibi bulmuş olmalılar, fakat ilk oyundan
habersizseniz ve karşınızda GTA tarzında bir oyun bekliyorsunuz, hayal
kırıklığına uğramanız an meselesi.

İlk bakışta Mafia II açık
dünyalı, sandbox türünde bir oyun gibi görünebilir, fakat oyunu oynamaya
başladığınızda görünen bu yapıdan uzak bir formatla karşılaşıyorsunuz.
Oyunda araba sürebiliyor ya da bir şehirden ziyade küçük bir kasabayı
andıran Empire City’de özgürce dolaşabiliyorsunuz, ama 2K’nın bizlere
sunduğu şehir atmosferi, bizi şehrin altını üstüne getirmeye teşvik
edecek türden değil.

Oyun düz bir hikaye üzerinde işliyor ve on
beş bölümden oluşuyor. Hikaye Amerikan rüyasının peşinden koşarak
küçükken ailesiyle birlikte İtalya’dan Amerika’ya göç eden Vito
Scaletta’nın çevresinde dönüyor. Oyunun bölümlere ayrılması, oyuncuya
geniş zamanlı iyi bir hikaye sunsa da, oyunun sandbox türünden
uzaklaşmasını sağlıyor, ancak Mafia II’nin bizlere mafya temalı iyi bir
drama sunduğunu söyleyebiliriz. Oyunu anlatmaya ilk olarak şehirden
başlasak sanırım iyi olur.

İlk Mafia oyunundaki Lost Heaven şehri
bu kadar küçük müydü hatırlayamıyorum, ancak Mafia II’de bizleri
oldukça küçük bir harita bekliyor. Oyunu normalde GTA IV ile
kıyaslayabilir olmamız gerekirdi, ancak çoğu açıdan Mafia II türün
fenomeninin gerisinde kalıyor. Harita genişlikleri bakımından iki oyunu
birbiriyle kıyaslamak bile büyük bir hata olur. Empire City küçük
çapının yanında boş da bir şehir. Sanırım 2K şehri tasarladıktan sonra
içini doldurmayı unutmuş. Gerek araba, gerekse de yayalar hususunda oyun
tam bir doygunluk hissi yaşattıramıyor. Nerede Liberty City’deki günlük
yaşam ve aktiviteler, nerede Empire City. 2K oyunda ana hikaye dışında
bizlere yapabilecek pek fazla bir şey de sunmamış. Şehirde gidilecek yer
olarak restoran, silah ve elbise mağazası, ha bir de telefon kulübeleri
bulunuyor. Sonuncusu ne alaka onu ben de pek anlamadım ama sanırım bir
takım görevler için oyuna dahil edilmişler. Doğrusu diğer mağazaların da
pek etkin bir rol oynadığını söyleyemeyeceğim. Restoranları canınızı
fullemek için kullanıyorsunuz. Normalde çatışma anında canınız kendi
kendine doluyor ama bu belli bir limite sahip yani asla canınız tam
dolmuyor. Elbise mağazaları üç beş parça üründen ibaret ve çeşitlilikten
bir hayli yoksun, ayrıca öldürdüğünüz düşmanların silah ve mermilerini
alabiliyor olmanız da, oyundaki silah mağazalarını “sinek avlar” hale
getiriyor. Oyunda bir tane bile yan görevin bulunmadığını düşünürsek,
aslında sizleri özgür dünyada geçen düz yapılı bir oyun bekliyor.

Oyun
yapay zeka konusunda da ciddi sorunlar gösteriyor. Bir yayanın ne tepki
vereceğini merak edip silahımı ona doğrulttum, tek yaptığı bana bakarak
yanımdan geçmek oldu. Aynı testi Read Dead Redemption’da da
gerçekleştirmiştim ve neredeyse ölüyordum. Tabi Empire City Vahşi Batı
değil. Sıradan insanlarda silah olmasını beklemiyorum ancak, en azıyla
çığlık atarak koşuşturabilirler. Bir başka denememde bu sefer silah
doğrulttuğum kişiyi vurdum ve neyse ki çevresindeki diğer yayalar
kaçtılar. Yalnız şahsın hemen arkasında sivil polis ya da FBI’dan da
olabilir, birisi varmış ve hemen silahını bana doğrulttu. Bu hoşuma
gitti, ama ben silahımı indirdiğimde onunda silahını cebine sokması ve
bir hayli geç tepkimede bulunması şehirde ters giden bir şeylerin
olduğunu gösteriyor.

İlk Mafia oyunu bir hayli gerçekçiydi,
ikinci oyunda bu gerçekçilikten oldukça yararlanmış. Örneğin şehirde
aşırı hızlı giderken bir polis sizi görürse anında peşinize düşüyor.
Hatta diğer birimlerle yaptığı kısa süreli telsiz konuşmasını bile
duyuyorsunuz. Aynı durum bir arabaya çarptığınızda da geçerli oluyor.
Şayet bu şiddetli bir çarpmaysa polisler hemen peşinize düşüyor.
Polislere izinizi
kaybettirmek oldukça kolay ya da ben bu işte aşırı ustayım
bilemeyeceğim. Aranma mekanizması iki tür işleyişe sahip. Polisler bazen
yalnızca sizin peşinizdeyken, bazen hem sizin hem de bindiğiniz
arabanın peşinde oluyorlar. Şayet arabanız da aranıyorsa, polisler
tarafından fark edilmeniz daha kolay oluyor. Bunu atlatmak için
arabanızın plakasını değiştirebilirsiniz. Ayrıca aracın rengini,
cantlarını değiştirme gibi bir takım modifiye seçenekleri de oyunda yer
alıyor. Şayet yalnızca karakteriniz aranıyorsa bu sefer de yapmanız
gereken en yakın kıyafet dükkanına uğrayıp üstünüze yeni bir şeyler
giyinmek.

Polislerden kaçmakta pek usta değilseniz ve işlediğiniz
suç da hafif bir suçsa onlardan özgürlüğünüzü satın almanız kolay
oluyor. Örneğin aşırı hızdan dolayı polisler peşinizdeyse sizi
yakaladıklarında tek yaptıkları size ceza kesmek. Cezayı ödeyip
kendinizi kurtarabilirsiniz. Şayet buna yanaşmazsanız tekrardan kaçmanız
gerekiyor ve bu sefer de tutuklanmak üzereyken son kozunuz olan “rüşvet
verme” seçeneğini ön plana çıkararak, polise biraz para yedirip
kendinizi kurtarabilirsiniz.

Yapay zeka dengesizliklerini polis
tepkimelerinde de görebiliyorsunuz. Örneğin bir görevde peşimdeki
polisleri atlatmak için elbise dükkanına daldım, ama polisin biri anında
karakterimi gördü ve kısa bir süre içerisinde dükkanının önü gayet iyi
organize olmuş polisler tarafından çevrildi. Bir diğer anımda ise
peşimdeki polislere yakalanmak için arabamı durdurdum, ama ne hikmetse
polisler durmadı ve arabama sert bir şekilde dokundurdular. Üstelik
ortada böylesi bir kazaya yol açacak hiçbir etken olmadığı halde. Kim
bilir belki de 2K bu tür anlamsız kazaları oyuna kasten eklemiştir(!).

Şehirde
pek fazla araba yok, ama olanlar bile ayrı bir problem. İlk
başladığınızda her şey güzel gözüküyor. Örneğin karşıdan gelen araba
size selektör yapıyor. Diyorsunuz ‘Tepkimeler güzelmiş.’ Ama oyuna devam
ettikçe Empire City trafiğinin pek de normal bir şehir görünümünde
olmadığını görüyorsunuz. Diğer sürücüler bazen yolun ortasına çektiğiniz
arabanızı sollayıp geçiyorlar, bazense anlamsız bir şekilde durup
trafikte uzun bir kuyruk oluşmasına neden oluyorlar. Ayrıca şehirde
sizin ve elbette ki size çarpan polislerin dışında bir kazaya şahit
olmuyorsunuz. Oyundaki bütün arabalar ağır ağır trafikte süzülüyorlar.
Bu arada 2K’nın ilk oyunda yer alan hız sabitleme sistemini Mafia II’de
de kullandığını belirtelim. Yani trafik kurallarına uygun şekilde
hareket etmek ve trafikte diğer ağır vasıtalara ayak uydurmak
istiyorsanız yapmanız gereken tek şey size belirtilen tuşa basmanız.
Böylece asla konulmuş hız sınırını aşmamış oluyorsunuz.

Empire
City tüm eksikliğine rağmen görüntü olarak hayli etkileyici gözüküyor.
Oyunun başlarında karşımızda kış mevsimini yaşayan bir şehir buluyoruz.
Karla kaplanmış araba üstleri, buzlanmış yollar, kalın ve uzun elbiseler
giymiş yayalar… Doğrusu elbiselerin kalın olduğunu bilmiyorum ama en
azıyla kışlık elbise giyinmiş gibi duruyorlar. Ayrıca arka fondaki
müzikler ve radyo konuşmaları da bu kış ortamını ait olduğu dönemdeymiş
gibi hissetmemize neden oluyor. Ardından birkaç bölüm sonra Empire
City’nin soğuk kış günlerini geride bıraktığını görüyorsunuz, ancak bu
şehrin etkileyici görünümünü değiştirmiyor. Az önce oyunun geniş bir
zaman diliminde geçtiğini söylemiştik. Bu zaman dilimlerindeki değişim
oyuncuya da başarılı bir şekilde yansıtılıyor. Örneğin oyunun başladığı
1945 yılında radyolardan savaş propagandaları dinlerken, 1951 yılına
geldiğinizde sigaranın sağlığa zararları üzerinde yapılan son
araştırmalarla ilgili gelişmeleri dinliyorsunuz. Hatta radyonuzda çalan
müzikler bile değişiklik gösteriyor. Bu arada yapımcılar ilk oyunun
kulaklarda yer edinmiş birkaç müziğini Mafia II’ye aktarmayı da ihmal
etmemişler. Oyunun grafikler ve sesler konusunda oldukça başarılı
olduğunu söyleyebiliriz.
Mafia II’yi senaryo
açısından ilk oyun kadar başarılı bulduğumu söyleyemeyeceğim, ancak yine
de iyi bir senaryo kurgusu oyunda sizi bekliyor. Vito Godfather
oyunlarındaki karakterlerin aksine zirveyi hedefleyen biri değil. O
yalnızca rahat ve zevkli bir hayat sürmek istiyor. Gözünü kırpmadan adam
öldürüyor olsa da, iç dünyasında yaşadığı çekişmeyi anlayabiliyorsunuz.
Örneğin Vito beraber iş yaptığı adamlardan biri olan Henry’e hiç bu tür
işleri bırakmayı düşünüp düşünmediğini soruyor, Henry ise bu yaşamın
kendisinin bir parçası olduğunu söylüyor. Oyunda bu tür sayısız gerçekçi
diyalogla karşılaşıyorsunuz ve oyunun iyi işleyen hikayesini bu
diyaloglar, kaliteli seslendirmeler eşliğinde daha da sağlam bir hale
getiriyor. Ayrıca Vito’nun can dostu Joe’yu da unutmamak gerek. O da
oyun boyunca önemli bir yer işgal ediyor ve daha çok oyundaki mizah
boşluğunu doldurma görevini üstleniyor.

Mafia II oynanış
konusunda aksiyon oyunlarının üç farklı türünü bir arada barındırıyor;
sürüş, silahlı çatışma ve dövüş. Yapımcılar bu üç türünde oyunda dengeli
bir şekilde dağıtımını sağlamışlar. Elbette ki oynanıştaki dövüş kısmı
pek fazla ağır basmıyor, ancak yine de Vito’nun gelişen bir yapıya sahip
olması ve her ne kadar pek fazla hareket yapamasa da, oyunda
ilerledikçe güzel birkaç numara öğrenmesi iyi düşünülmüş. Normalde
yanınızda silah taşırken pek dövüşmeye ihtiyaç duymuyorsunuz. Adam
gardını almış size yaklaşırken, silahınızı çıkarıp kafasına sıkmanız
işinizi kolaylaştırıyor, ancak oyunda mutlaka dövüşmeniz gereken
bölümler de mevcut. Bu yüzden size gösterilen komboları yapabilmek için
belirtilen tuş kombinasyonlarını aklınızın bir köşesine yazmanız iyi
olacaktır. Bunun dışında rakibinize karşı bitirici hareketler
yapabiliyor olmanız ve ağır çekim darbeler ile ortaya çıkan şık
animasyonlar oldukça göze hoş geliyor.

Empire City’nin fazla
kalabalık olmayan sokaklarında araba sürmek zevkli demek isterdim, ancak
bunu söyleyemeyeceğim. Oyun araba kontrolleri konusunda size biraz
sıkıntı yaşatabilir. Öncelikle virajları alırken arabanın bir hayli
dışta kaldığını görüyoruz, yani direksiyonun dönüş sayısı pek fazla
değil diyebiliriz. İkinci bir husus ise arabanın sağ sol hassasiyetinin
çok fazla olması. Zaman zaman arabanızı düz bir şekilde yolda tutmakta
sıkıntı yaşayabiliyorsunuz. Özellikle de saatte 70-80 km bastığınız
yüksek hızlarda. Bu arada küçük bir de uyarı yapayım. Bu şekilde hızlı
giderken kaza yapmamaya çalışın, çünkü karakteriniz ölebiliyor, ama bu o
kadar sık yaşanan bir olay değil. Canınız aşırı azalmadıkça herhangi
bir araba kazasında öleceğinizi zannetmiyorum. Şahsen araba ters dönmüş
bir şekilde köprüden aşağı düştüm ve ne bana ne de arabaya bir şey
oldu. Oyunda arabalar kaza yaptığınızda GTA’nın aksine alev alıp
patlamıyor, bunun yerine bozuluyor. Neyse ki Vito arabadan anlıyor da
araba bozulduğunda pek bir sıkıntı yaşamıyorsunuz. Vito arabadan inip
arabayı onarıyor, elbette ki yalnızca motorunu. Arabayı sıfır haline
geri kavuşturmak içinse ya oto tamircisini ya da garajınızdaki arabayı
onar seçeneğini kullanmanız gerekiyor.

Oyunda ilerledikçe yeni
arabalar açılıyor. Oyundaki araba model sayısı Mafia II gibi bir oyun
için yeterli, ayrıca modellemeler oldukça göze hoş geliyor ve oyunun
sağlam grafikleri arasında sırıtmıyor. Sorun ise arabalardaki hasar
modellemelerinin benzer şekilde olması. GTA IV’teki hasar modellemeleri
inanılmazdı. Arabanın neresini çarparsanız orası hasar görüyordu, Mafia
II’de ise daha ziyade her araba için önceden çizilmiş birkaç hasar süsü
var ve çarpış şeklinize pek bağlı olmadan bu çizimlerin işlediğini
görüyorsunuz. Pardon, oyunun GTA IV ile kıyaslanamayacağını baştan
söylemiştim, bu yüzden kıyaslama yapmaksızın araç hasar modellemelerinin
idare eder olduğunu söyleyebiliriz.
Yeri gelmişken oyunda araba
ticaretine de girebildiğinizi söyleyeyim. Yani çaldığınız arabaları
satabiliyorsunuz. Araba çalmak içinse önünüzde üç seçenek bulunuyor. Ya
içinde sürücüsü olan bir arabayı durdurup, içindeki sürücüsünü dışarı
atıp, arabayı çalacaksınız ya da park halindeki arabalara
dadanacaksınız. Park halindeki arabaları çalmak içinse maymuncuk benzeri
bir aletle arabanın kilidini açabilir ya da direk kolunuzu cama vurup,
camı indirerek arabanın kilidini içeriden açabilirsiniz. İlk seçenekte
bir mini oyun oynuyorsunuz. Önünüze birkaç tane mandal geliyor ve siz S
tuşunu kullanarak o mandalları sırasıyla yukarı aşağı doğru
oynatıyorsunuz. Oynattığınız mandalın rengi yeşil olduğunda ise E’ye
basarak diğer mandala geçiyorsunuz. Bu mandalların sayısı bir de oluyor
üçte. Yani sanırım bazı arabaların kilitleri daha kolay açılıyor
bazılarınki daha zor. Araba çalarken çevrenizde polis olmamasına dikkat
edin, yayalara ise pek aldırmayın, çünkü onlar siz arabanın kilitleriyle
uğraşırken size pek aldırış etmiyorlar.

Doğrusunu söylemem
gerekirse oyundaki ilk görevler biraz sıkıcı, ancak birkaç bölümden
sonra gerçek görevleriniz başlıyor. Vito bu işlere sıfırdan girdiği için
doğrudan en kral görevleri almasını beklemek sanırım biraz oyuna
haksızlık olur, bu yüzden oyunu oynarken bir iki saat oyuna karşı sabır
göstermeniz gerekiyor. Başlarda filler tarzında görevler yapıyorsunuz.
Öyle ki bir bölümde Sam Fisherlığa soyunduğunuz bile oluyor. Mafia II
gibi yüksek aksiyon beklediğimiz bir oyunda böyle bir görev görmek biraz
şaşırtıcı olsa da senaryo gereği pek fazla göze battığını söyleyemem.

Yapımcılar
oyundaki çatışma anlarında siper almanın önemini önceden vurgulayarak,
şayet siper almazsak alandan sağ çıkmamızın imkansız olduğunu dile
getirmişlerdi. Dedikleri doğru, Vito oldukça dayanıksız bir karakter.
Birkaç saniye içinde kendinizi, ne olduğunu anlamadan yerde
bulabilirsiniz. Bunun yanında henüz canınızın yarısı dolu olmasına
karşın Vito’nun kalp atışlarını duymaya başladığınızı ve ekranın
bulanıklaştığını fark ediyorsunuz. Bu iki tepkimenin biraz daha geç
aşamalarda gerçekleştirilmesi aha iyi olurdu, örneğin canınızın yalnızca
beşte biri dolu olduğunda.

Vito hemen her yere siper alabiliyor.
Pencere altları, kutu ve duvar arkaları, araba yanları… Siperler
arasında geçiş olmasa da siper ardından çıkıp siper alma tuşuna
bastığınızda, şayet yakınınızda başka bir siper alınacak yer varsa Vito
oraya koşturuyor ve kayarak siper alıyor. Ayrıca örneğin bir kolonun
ardında siper aldıysanız onun etrafında konumunuzu bozmadan
dolaşabiliyorsunuz da. Oyunda kolon gibi yerler düşman mermilerine karşı
belli bir tepkime verip yıkılabiliyor, ama bu sizin siper ardındaki
güvenliğinizi pek fazla etkilemiyor. Arabalar kaza yaptığınızda havaya
uçmasa da, benzin deposuna doğru ateş ettiğinizde, göz alıcı bir patlama
efekti eşliğinde havaya uçuyorlar. Bu yüzden çatışma anlarında
arabaların ardına pek fazla sığınmamanızı öneririm.

Düşmanlarınız
yapay zeka konusunda oldukça başarılı. Asla “Beni vur.” şeklinde bir
hareketle ortaya atılmıyorlar. Her zaman siper ardındalar ve kendilerini
korumayı biliyorlar. Ancak biraz dikkat ederseniz düşmanlarınızın
gereğinden fazla stabil olduklarını görebiliyorsunuz. Fazla siper
değiştirmiyorlar ya da sizi zorlayacak şekilde hamlelerde bulunmuyorlar.
Sağ alttaki mini haritada düşmanlarınızın konumlarının gösterilmesi de
işinizi kolaylaştırıyor, tabi görevler anında size eşlik eden
dostlarınızı da unutmamak gerek. Düşmanlarınızın aksine dostlarınız
çatışma anlarında çok daha hareketli, hatta ağır oynamayı seven bir
yapınız varsa dostlarınızın sizden bile daha mücadeleci olduğunu
göreceksinizdir.

SON SÖZLER
Düz bir senaryo
işleyişine sahip oyunlar hoşunuza gidiyorsa Mafia II’de hoşunuza
gidecektir. Aslında oyun için, her ne kadar yazının büyük bir bölümünde
eleştiri alsa da, başarılı denilebilir. Senaryosu iyi, grafikleri,
müzikleri, seslendirmeler ile silah ve araba gibi çevresel sesler
oldukça başarılı, oynanış ise çok fazla kötü değil, ama pek iyi de
sayılmaz. Ayrıca oyunda bir takım Türk dizilerinde gördüğümüz sahnelere
benzer sahneler görmem yüzümde bir tebessüm yarattı. Bu sahneleri
gördüğünüzde siz de hatırlayacaksınızdır. Mafia II’ye sıradan bir
shooter oyunu muamelesi yaparak oynamanızı öneririm, o zaman oyundan
zevk alma ihtimaliniz daha da yükselecektir. Güzel oyunlu günler.

alıntıdır

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zezkoreks
Üst Moderatör
Üst Moderatör
Zezkoreks


Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 88
Reputation : 4
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 30/08/10
Yaş Yaş : 26
Nerden Nerden : Istanbul

Mafia II Empty
MesajKonu: Geri: Mafia II   Mafia II EmptyPtsi Ağus. 30, 2010 5:37 pm

Yazıları düzenlersen daha iyi olur..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Mafia II
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SporKral.st | Sporun Forumu | Basketbol , Futbol , Tenis ve Daha Fazlası |  :: Serbest Alan :: Oyun Odası :: Oyun İncelemeleri-
Buraya geçin: